ÇOCUK
SPORLARINDA KATILIM MOTİVASYONU
Çocuklar
Spora Neden Katılırlar?
Egzersiz ve spor çocukların yaşamında çok önemli bir rol oynamaktadır. Her yıl daha fazla çocuğun spora katılım göstermesi bizi şaşırtmamalıdır. Hem okullarda hem de okul dışındaki aktivitelerde çocukların spor programlarına yerleştirilen futbol, basketbol, yüzme, cimnastik ve diğer aktiviteler pek çok çocuğun yaşam biçimini değiştirmektedir.
Spora katılım çocuklar üzerinde hem olumlu hem de olumsuz birtakım etkiler yaratmaktadır. Çocukların spora katılımı, egzersiz yapmalarına, karşılarına çıkacak fırsatları nasıl değerlendireceklerine ve arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmalarına yardımcı olarak, benlik saygılarının (self-esteem) yükselmesine neden olmaktadır. Bunun yanında spora katılım çocuklar üzerinde birtakım olumsuz sonuçlar da ortaya koyar: Başarı ve kazanmak için çok fazla baskı altında olma, fiziksel yaralanmalar, akademik çalışmaların aksaması ve sporcu olarak gerçekleşmeyecek beklentiler içinde olmak. Antrenörler sık sık sporcularını cesaretlendirici sözlerle motive etmeye çalışırlar. Beden eğitimi öğretmenleri de aktif olmayan çocukları bir takım sözlerle motive etme çabası içerisindedir. Motivasyon bu kadar kritik bir kavram olmasına karşın bu konu çok iyi olarak anlaşılamamıştır. Antrenörlerin, beden eğitimi öğretmenlerinin ve ailelerin başarılı olmalarının yolu ise çocukların motivasyonunu anlamaları ve bu motivlerin hangi faktörlerden etkilendiğini ortaya koyarak, çocukların motivasyonlarını yükseltici metotları uygulamak olmalıdır. Bireylerin spora katılım motivleri birbirinden oldukça farklılık göstermektedir. Üzerinde durulması gereken en önemli konu ise, spora katılım için ortaya konan motivlerin her birey için farklı özellikte ve yapıda olduğunu anlamaktır. Bu çalışmanın başlıca amacı ise; çocukların spora katılımını etkileyen motivler ile bu motivleri etkileyen başlıca faktörleri ortaya koyarak çocukların spora katılımını ve devamlılığını sağlayacak en önemli motivasyon kaynaklarını ortaya çıkarabilmektir.
Anahtar kelimeler Egzersiz, spor, motivasyon, çocuk sporları, katılım, motiv, katılım motivleri.
O PARTICIPATE İN SPORTS?
ABSTRACT
Exercise and sports are assumed to play an important role of children's life. It's not surprising that more and more children become involved in sports every year. Both in public schools and nonschool athletic programs, children's sports programs that involve soccer, basketball, swimming, gymnastics and other activites have grown to the extent that have changed the shape of many children lives.
Participation in sports can have both positive and negative consequences for children. Children's participation in sports can provide exercise, opportunities to learn how to compete, increased self-esteem, and a setting for developing peer relations and friendships. However, sports also can have negative outcomes for children: To much pressure to achive and win, physical injuries, a distraction from academic work, and unrealistic expectations for sucess, as an athlete. Coaches frequently try to motivate athletes with inspirational slogans. Physical educators also want to motivate inactive children. Although motivation is critical to the success of ali these professionals, many do not understand the subject well. Success as a teacher, coach or parents requires a thorough understanding of motivation, including the factors affecting it and the meth-ods of enhancing motivation in individuals and groups. Most children have multiple motives for participation. İt is important to identify why children's usually participate in sport and exercise, we need to remmember that motives for participation vary greatly and can be unique to each undividual. The primary purpose of the study was to exam-ine what motivates to participate and how significant motives influence a child to participate or continue in sport and exercise participation.
Key Words: Exercise, sports, motivation, child sports, involvement, motive, participation motives.
Sadece Amerika'da tahminen 18 yaşın altındaki 25 milyon çocuk okulda veya okul dışında fiziksel etkinlik programlarına katılmaktadırlar (Martens, 1986). Çocukların büyük kısmı yoğun bir biçimde organize edilmiş sporlara katılırlar. Ortalama olarak sezon boyunca 18 hafta olmak üzere haftada 11 saat antrenman yaparak bu sporlara katılım gösterirler (Gould ve Martens, 1979). Çocukların yoğun olarak katıldıkları etkinlikler göz önünde tutulursa spor, çocukların yaşamında, kendileri, akranları, aileleri ve yaşadıkları toplum için olumlu birtakım sonuçlar doğurur (Coleman, 1974).
Pek çok çocuk için spora katılımda doruk nokta yaklaşık 12 yaş civarıdır (State of Michigan, 1976). Gelişimsel psikoloji literatüründen de bildiğimiz kadarıyla 12 yaş, çocukların kritik yaş zamanı ve birtakım şeylerden vazgeçme veya yarıda bırakma zamanı olarak bilinir. Bu sonuçlar bı/e sosyal gelişim ve benlik saygısı (şelf osteom) hakkında önemli sonuçlar verir.
Popüler inançlara karşın, organize edilmiş sporlara katılım çocuklarda tamamıyla yaralı sonuçlar vermez (Martens, 1978). Karakter gelişimi, liderlik, sportmenlik ve başarı yönelimi (achievement orientation) sadece katılımla ortaya çıkan sihirli bir şey değildir. Bu olumlu sonuçlar genellikle yarışmayı takiben, yetişkinlerin denetiminde liderler tarafından çocukların programının nasıl olduğunu bilmek ve olumlu öğrenme yaşantılarıyla sağlanır. En önemli nokta gençlik sporlarında eğitmenlerin sporcuların psikolojisini anlamalarıdır.
Yaklaşık 8000 genç (%49 kız, %51 erkek), Amerika'da hem okul içi hem de okul dışında spora katılım göstermektedirler. Bu önemli rakam spora katılımı etkileyen sebeplerin araştırılmasını ortaya çıkarmıştır (Ewing ve Seefeldt, 1989). Hem erkekler hem de kızlarda okul ve okul dışı spor etkinliklerine katılmada benzer sonuçlar bulunmuştur (Gould ve Horn, 1984). Pek çok çocuk eğlence, egzersiz yapmak, becerilerini geliştirmek, başarılı olduğunu göstermek, sağlıklı olmak, arkadaşlarıyla beraber olmak, yeni arkadaşlar edinmek ve yarışmak gibi sebeplerden dolayı spora katılım göstermişlerdir. Sonuç olarak, çocuklar birden fazla motivden etkilenerek sporun içinde veya dışında kalmayı tercih ederler.
Cinsiyet farklılıkları spor dünyasında önemli bir yer teşkil etmektedir. Yapılan pek çok çalışma kızların spora katılımda içsel motivlerden, dışsal motivlere oranla daha çok etkilendiklerini ortaya koymuştur (Chantel, Guay, DeberafvMortinouve ve VVeiss, 1996). Ryan, Frederick, Lepes, Rubio ve Sheldon (1997), bireylerin spora katılımlarında rol oynayan pek çok faktörü içsel motivler ve dışsal motivler olarak ele almışlardır. Ryan (1997), içsel ve dışsal motivasyonu ele alarak motivasyon farklılıklarını cinsiyet ile ilişkilendirmiştir. Chantel (1985), cinsiyete bağlı olarak çocukların motivasyonunu ele almıştır (Gould, Feltz ve VVeiss, 1985). Sporcuların başlangıç motivasyonları içsel (spordan zevk almak için) veya dışsal (ödül kazanmak için spora katılım) olarak çeşitli sporlara katılmalarına ve bağlanmalarına neden olmaktadır (Ryan, 1997). İlginç olan içsel ve dışsal motivasyonun sporcu üzerinde farklı etkiler göstermesi olmuştur. Hellandsig (1998) yaptığı çalışmasında, yüksek performans ve spora devam etmenin farklı motivasyonel karakteristiklere bağlı olduğunu ortaya koymuştur. Çalışmada ortaya konulan varsayım ise ortalama spor performansına sahip olan sporcuların spora sürekli olarak katılmadıkları yönündedir. Daha önce yapılan çalışmalarda ortaya konulan ise sporcuların dışsal ihtiyaçları tamamlanmadığı takdirde spora devamlılık için bir neden göremedikleri yönündedir. Bununla birlikte eğer sporcuların performansları ortalama düzeyde olup spordan zevk alıyorlar ve arkadaşlarıyla birlikte iseler spora katılımları büyük ölçüde devam edecektir (Hellandsig, 1998). Başka bir deyişle içsel motivlerle katılıma devamlılık gösterirler. Bu çalışmaya 230 erkek ve 122 kız, toplam 352 sporcu katılmıştır. Katılan sporcular çalışmadan önce son iki sezon boyunca bölgesel spor yarışmalarında iki veya daha fazla ödül almış kişilerdir. Katılımcıların yaşları 15-16 aralığındadır. Katılımcılarla bir ve iki yıl ilişki kurulmuş ve sonra katılmaya karar verdikten soma tekrar 12 yıl sonra diğer takip eden çalışmaya katılmışlardır. Daha sonra orjinal veriler toplanmıştır. Bu yaklaşık 4 yıl sürmüştür.
Çalışma bittiğinde sporcuların yaşları 18-19 arasında olmuştur. Hellandsing (1998) tüm spor çeşitlerinde düşük puanların kazanma yöneliminde ve yüksek puanların ise arkadaşlıkta elde edildiğini ortaya koymuştur (özellikle yüksek performans gerektiren spor çeşitlerinde). Ve bunun yaşa, cinsiyete ve spor çeşidine göre sporcunun katılımını etkilediğini ortaya koymuştur, örnek olarak kızlar ortalama olarak arkadaşlık ve eğlence için, erkekler ise kazanmak için spora katılım gösterirler (Hellandsing, 1998). Elde edilen sonuçlar kızların içsel nedenlerden dolayı spora katılım gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Yapılan pek çok çalışma sporcuların, hem içsel hem de dışsal motivlerle spora katılım gösterdiklerini ortaya koymuştur (Bakker, 1993). Bazı çalışmalar ise sporcuların katılımının sürekliliği için içsel motivlerin olması gerektiğini ortaya koymuştur (Ryan, 1997). Pek çok sınırlamalara rağmen araştırmacılar içsel faktörlerin spora katılım için bağlılık ve devamlılıkta çok önemli bir etki oluşturduğunu ortaya koymuşlardır. Elde edilen kanıtlar eğlence ve rekabet gibi içsel motivlerin spora bağlılık ve devamlılıkta güçlü bir etki olduğunu ortaya koymuştur. Buna karşın bedenle ilişkili olan motivler (dışsal motivler) ise spora bağlılık ve sporun sürdürülmesinde çok etkili olmamıştır. Dışsal faktörler genellikle sporcuların spora katılımlarında başlangıç olan faktörler olmuştur (Ryan, 1997). Buna ek olarak sporcunun yaşı da kazanmayı ön planda tutmayı etkilemiştir. Sporcu yaşı, dışsal faktörleri önemli olarak ortaya çıkarmıştır (Hellandsig, 1988). Gould (1985), spora katılımda çocukların birden çok faktörle motive olduğunu ve kız çocuklarının erkeklere oranla eğlence ve arkadaşlığa daha çok önem verdiklerine işaret etmiştir. Son alarak ise üst düzeyde performans gösteren sporcuların düşük düzeyde içsel motivasyon ve yüksek dışsal motivasyon gösterdiğini ortaya koymuştur.Hellandsig (1998) ise kızların arkadaşlık için spora katılım gösterirken, erkeklerin daha çok yarışmak ve kazanmak için katıldıklarını ortaya koymuştur. İkinci olarak ise kızlar erkeklerle karşılaştırıldığında içsel motivasyonun ön planda tutulduğu görülmüştür (Chantel, 1996). Gould (1985) ise çocukların cinsiyet farklılığının motivasyonlarını önemli oranda etkilediğini ortaya koymuştur.
Gençlik Sporlarındaki Katılım Motivleri
Okul dışı sporlar
ERKEKLER Eğlenmek için. Başarılı olduğunu göstermek için. Becerilerinin gelişmesi için. Yarışmalarda heyecan yaşamak için. Formda kalmak için. Yarışmalarda meydan okumak için Egzersiz için. Takımın bir parçası olarak oynamak için Yarışmalarda yüksek düzeye ulaşmak için Meydan okumak için. Okul sporları ERKEKLER Eğlenmek için. Becerilerinin
gelişmesi için. Yarışmalarda heyecan
yaşamak için. Başarılı olduğunu
göstermek için. Formda kalmak için. Yarışmalarda meydan
okumak için. Takımın bir parçası
olmak için. Kazanmak için. Yarışmada yüksek bir düzeye ulaşmak. Egzersiz yapmak. |
KIZLAR Eğlenmek için. Formda kalmak için. Egzersiz için. Becerilerinin
gelişmesi için. Başarılı olmak için Yeni beceriler öğrenmek. Heyecan. Takımın parçası olma. Yeni
arkadaşlar kazanma. KIZLAR Eğlenmek için. Formda kalmak için. Egzersiz yapmak için.
Becerilerimin
gelişmesi için. Başarılı olduğumu
göstermek. Takımın bir parçası
olmak. Yarışmalardaki
heyecan. Yeni beceriler
öğrenme. Takım ruhu için. Yarışmalarda meydan okuma. ( Ewing ve
Seefeldt, 1989) |
Spora katılımı sağlayan nedenleri belirlemek için pek çok çalışma
yapılmıştır. Araştırmacıların yaptığı çalışmalar genellikle 6 ve 18 yaş
aralığında olmuştur. Genç sporcularla yapılan bir çalışmada katılım nedenleri
olarak: eğlence, becerilerini geliştirmek ve öğrenmek, arkadaşlarıyla birlikte
olmak ve yeni arkadaşlar edinmek, heyecan, başarı veya kazanmak, egzersiz
yapmak ve fiziksel uygunluk için olduğu görülmüştür ( Gould, 1984; VVankel ve
Kreisal, 1985 ).
Wankel ve Kreisal (1985 ) yaptıkları çalışmalarında, başkalarını memnun etmek, ödül kazanmak ve oyunu kazanmak gibi sebeplerin çok popüler olmasına rağmen örnek olarak aldığı 7-14 yaş aralığındaki 822 genç sporcunun bu nedenlere çok az önem verdiklerini ortaya koymuşlardır. En fazla önemi, spordan duydukları heyecan, kişisel başarı, becerilerini geliştirmek ve diğerlerine karşı becerilerini test etmek olduğu görülmüştür.
Wankel ve Kreisal ( 1985 ), eğlence amacıyla yapılan sporlarda, ödül
ka/anma ve başkalarını memnun etme nedenlerinin spora katılımda çok düşük bir
öneme sahip olduklarını bulmuşlardır. Buna karşın eğlence, becerilerini
geliştirmek ve kişisel başarının yüksek değerler gösterdiğini ortaya
koymuşlardır. Heyecan ve yarışma isteği ortalama değerler vermiştir. Çoğunlukla
genç sporcularda maddi pekiştirmeler ( ödül ve büyükler tarafından önemsenme ),
yaşça büyük olan sporculara göre daha büyük bir öneme sahiptir ( Rushall ve
Siedentop, 1972 ). Genç sporcular yaşı daha büyük katılımcılara göre takımın
bir parçası olmayı daha önemli görürler. Sonuç olarak kazanmak ve ödül almak
aileler, antrenörlerde basın için oldukça büyük bir öneme sahip olmasına
karşın, genç katılımcılar için oldukça az bir öneme sahiptir.
EGZERSİZE KATILIMDA ETKİLİ ANA MOTİVLER
Katlıma başlangıç için: Katlımın devamlılığı için:
Sağlık faktörleri. Aktivitenin eğlenceli olması.
Kilo kaybı. Organizasyon ve liderlik yeteneği.
Formda kalmak. Aktivite çeşidi.
İyi hissetmek için. Sosyal faktörler.
Meydan okumak için. ( Wankel, 1980 )
KATILIM MOTİVASYONU ARAŞTIRMALARI
Katılım motivasyonu araştırmaları kendi içerisinde iki alan olarak sınıflandırılmıştır. Bunlardan birincisi egzersize katılım motivasyonunu ele alan çalışmalar diğeri ise spor motivasyonudur. Katılım motivasyonu çalışmaları ise kendi içerisinde takım ve bireysel sporlar olarak ayrılmıştır (Carron, BalI ve Chelladurai, 1977).
Araştırmalardan elde edilenler bize 'genç bireylerin' spora katılım için en önemli motivlerinin fitness, eğlence, heyecan, meydan okuma, kazanmak ve becerilerinin gelişmesi olduğunu ortaya koymuştur (Dwyer, 1992). Aktiviteden alınan zevk ve beceri gelişimi ise en önemli motivler olarak ortaya çıkmıştır (Gill, Gross ve Huddleston, 1983). Tüm yaşlardaki katılım nedenleri VVeiss ve Chaumeton (1992) tarafından özetlenmiş ve birbirini takip eden şu kategoriler ortaya çıkmıştır; rekabet (beceri gelişimi ve başarı hedefleri), fitness, bağlılık (arkadaşlar), takım görüntüsü, yarışma (kazanma ve başarılı olma) ve eğlence spora katılımdaki başlıca motivler olarak ortaya konulmuştur.
Saap ve Haubenstricker (1978), Michigan' da çok geniş bir çalışma yapmışlardır. Okul dışı sporlara katılan yaş dağılımları 11 ve 18 yaş arasında olan 1000 erkek ve kızın yer aldığı spora katılıma ilişkin nedenler üzerinde durmuşlardır. Sonuçlara bakıldığında ana motivlerin eğlence, becerilerini geliştirmek, fiziksel olarak uygunluk, arkadaşlarıyla birlikte olma ve yeni arkadaşlar edinme olduğu görülmüştür.
Gill, Groos ve
Huddleston (1983), atletizm kampına katılan 1138 kız ve erkek üniversite
öğrencisiyle yaptıkları çalışmalarında, katılımcılara Katılım Motivasyonu
Fnvanteri (PMQ) uygulamışlardır. Erkeklerde ve kızlarda katılımı sağlayan en
önemli sebepler becerilerini yükseltmek, eğlence, yeni becerilerin öğrenilmesi,
meydan okuma ve fiziksel olarak uygun olma isteği olduğu görülmüştür.
Longhurst ve Sprink (1987), okul dışı spor programlarına katılan 6?1 öğrenci üzerinde yaptıkları çalışmalarında katılım motivlerine ilişkin birtakım sonuçlar bulmuşlardır. Buna göre, becerilerini geliştirmek, fiziksel olarak uygun olmak, meydan okumaktan hoşlanmak ve yarışmada heyecan yaşamak katılımda etkili olan en önemli motivler olarak bulunmuştur.
Harter (1978), Yeterlilik Motivasyonu Teorisi (Competence Motivation Theory) ile katılımı etkileyen en önemli nedenleri bulmak amacıyla bir çalışma yapmıştır (Weiss ve Chaumeton, 1992). Yeterlilik motivasyonu teorisine göre çocuklar yarışmada kendilerini kanıtlamak ve ilgi çekmek için denemelerde bulunmak (öğrenme ve spor becerilerini gösterme) gibi motivlerle katılım gösterirler. Eğer başarılı olurlarsa, egemen olan bu tecrübeler çocuklarda yarışmayı algılamalarını, içsel kontrollerini sağlamayı ve onları olumlu etkileyerek spora katılımlarının devamlılığını sağlar.
Roberts, Kleiber ve Duda (1981), okul sporlarına katılanlarla, katılmayanları karşılaştırmışlardır (yarışmayı algılama, benlik değeri ve başarı beklentileri açısından). Spora katılım gösterenlerin yarışmayı bilişsel ve fiziksel olarak algılamaları, benlik değerleri ( şelf - worth ) ve geleceğe ilişkin başarı beklentilerinin, spora katılmayanlara oranla oldukça yüksek bir orana sahip olduğu görülmüştür.
Gould, Feltz ve VVeiss (1985), faklı yaş aralıklarına sahip genç yüzücülerde katılım motivasyonu ile ilgili çalışmalar yapmışlardır. Örneklemleri üç ayrı yaş grubunu içermektedir. 8 ve 11, 12 ve 14, 15 ve 19 yaş aralığında çalışmışlardır. Araştırmacıların elde ettiği sonuçlara göre 8 ve 11 yaş aralığındaki çocuklar daha çok dışsal faktörlerden etkilenmişlerdir (sosyal konum, katılım için ailesinin ve arkadaşlarının desteği, antrenörünü sevmesi ve yüzme havuzunu kullanma imkanına sahip olması). Diğer iki yaş grubunda ise öne çıkan motivlerin daha çok içsel faktörlerden kaynaklandığı görülmüştür (fiziksel uygunluklarını ilerletmek ve becerilerini geliştirmek, heyecan ve yüzerken meydan okuma isteği).
Wankel ve Kreisel (1985), yaptıkları çalışmalarında yaş farklılıklarının göz önüne alarak buz hokeyi, futbol ve basebol oynayan çocukları bu sporu yapmaya iten motivler üzerinde durmuşlardır. Oyuncular dört ayrı yaş grubunda değerlendirilmişlerdir (7-8, 9-10, 11-12 ve 13-14). Sonuçlar genç katılımcılarda, başkalarını memnun etmek ve oyun içerisinde becerilerini sergilemek motivlerinin oldukça önemli olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte oyundan heyecan alma tüm yaş gruplarında önemli bir oran göstermiştir.
Brodkin ve VVeiss (1990), yarışma yüzücülerindeki yaşam süresi farklılıklarına bakarak onları katılıma iten motivleri araştırmışlardır. Genç çocuklar (6 ve 9 yaş arası), yaşı daha ileri olan çocuklar (10 ve 14 yaş arası), lise ve kolejde okuyan katılımcılar (15 ve 22 yaş arası), genç yetişkinler (23 ve 39 yaş arası), orta yaşlılar (40 ve 59 yaş arası) ve yaşlılar (60 ve 74 yaş arası) olarak gruplar belirlenmiştir. Sonuçların bize gösterdiği genç ve yaşı daha ileri olan çocukların takım görüntüsü, heyecan ve hareket, karşılaşmadan alınan zevk, ailelerini ve başkalarını memnun etmek ve antrenörünü sevmek gibi motivleri, diğer yaş gruplarına göre oldukça önemsedikleri görülmüştür.Sosyal durum motivleri, (diğerleri arasında popüler olma, kendini önemli hissetme) lisede ve kolejde okuyan yaş grubu için oldukça yüksek bir değer göstermiştir. Bunu takiben, gençlerde, genç ve orta yaşlı yetişkinlerde, genç ve yaşça büyük olan çocuklarda ve yaşlı yetişkinlerde sağlık ve fiziksel açıdan uygun olma motivleri oldukça düşük bulunmuştur. Son olarak, eğlence motivi (eğlenceli olması ve havuzda yüzmekten zevk alma) yaşlı yetişkinler ve genç çocuklar için en önemli motiv olarak ortaya çıkmıştır.
Smith ( 2000 ), yaptığı çalışmasında akran ilişkisini algılama, fiziksel benlik değeri, fiziksel etkinliğe karşı sorumluluk alma ve fiziksel aktivite motivasyonu arasındaki ilişkileri tanımlayan bir model üzerinde durmuştur. Bu modeli oluştururken Harter'ın (1987, 1981, 1986, 1987) oluşturduğu kuramsal perspektif modelinden yapılandırarak oluşturmuştur. Fiziksel benlik değeri ve fiziksel aktivite motivasyonu yolu ile akran ilişkisi algısını (arkadaşlık ve akranları tarafından kabul edilme) nasıl etkilediği tahmini olarak oluşturulmaya çalışılmıştır. Adolesanlara (N:418, 12-15 yaş) çeşitli değişkenleri içeren bir envanter uygulanmıştır. Bu alternatif model için elde edilen sonuçlar bize, arkadaşlık ve akranları tarafından onaylanma arasındaki ilişkinin oldukça yüksek bir korelasyon gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın sonunda, akran ilişkilerinin fiziksel aktivite motivasyonu üzerinde önemli derecede etkili olduğu ortaya konulmuştur.
Lee, VVhitehead ve Balchin (2000) ise yaptıkları çalışmalarında, 'Gençlik Sporlarında Değerler Envanterini' geliştirerek değerler sistemini oluşturmaya çalışmışlar ve böylece spor yapan gençlerin davranışlarına yol gösterici birtakım ipuçları ortaya koymuşlardır. Çalışmada nitel ve nicel metotlar birlikte kullanılarak 20 soru maddesi oluşturulmuş ve yaşları 12 ve 16 olan 500 erkek ve kız katılımcıya uygulanarak değerlerin belirlenmesi sağlanmıştır. En büyük önemi eğlenme ve kişisel başarı, en az önemi ise kazanmak oluşturmuştur. Değer sıralaması ise alt gruplara karşı olarak cinsiyet, yaş, spor çeşidi ve performans düzeyi göz önüne alınarak oluşturulmuştur.
Gauron (1984) ise yaptığı çalışmasında çocukların tek bir motivden değil, pek çok motivden etkilenerek spora katılım gösterdiğini ortaya koymuştur.
SPORA KATILIMI ETKİLEYEN MOTİVASYONEL KATEGORİLER
1. GRUP: SOSYAL ONAY ( SOCİAL APPROVAL)
Anne-baba
onayı.
Arkadaş onayı.
Koç (antrenör) onayı.
2. GRUP: YARIŞMA
Zamana karşı.
Akranı tüm arkadaşlarına karşı.
Rakip takıma karşı.
3. GRUP: KENDİNE HAKİM OLMA (SELF-MASTERY
Bedeni üzerinde zihinsel olarak kontrolü sağlamak
Bedensel hareketlerini kontrol altına almak.
Yeni beceriler öğrenmek.
4. GRUP: YAŞAM STİLİ ( LİFESTYLE )
Alışkanlık.
Erken yaşlarda aktivite ile tanışmak.
Bir şeyi daha iyi yapabilmekten yoksun olmak.
Anne ve babanın senin için buna karar vermesi.
5. GRUP: BAŞARISIZ OLMAKTAN KORKMAK
Başkaları tarafından yapılan kritik yorumlar.
Kendini eleştirme. ( self-criticism )
Performansını diğerlerinin nasıl gördüğü.
6. GRUP: FİZİKSEL SAĞLIKLILIK ve SAĞLIK
Sağlıklı hissetme.
Kas tonusunun gelişmesi.
Formda kalmayı sağlamak.
Fiziksel güç kazanma.
7. GRUP: ARKADAŞLIK ve KİŞİSEL BİRLİKTELİK
Takım arkadaşlığı.
Diğer sporlardaki atletler.
Tanınmış ve ünlü sporcular.
8. GRUP: BAŞARI ve BAŞARILI OLMA
Önemli yarışmalara katılmak.
Antrenmanlarda başarılı olmak.
Kişisel hedeflerinde başarılı olmak.
9. GRUP: SOMUT KAZANÇLAR
Atletik burs.
Seyahat.
Fazladan ilgi görme.
10. GRUP: TANINMA ( RECOGNİTİGN )
Akranları tarafından.
Toplum tarafından.
Daha genç bireyler tarafından.
Yaşlı insanlar tarafından.
Özel kişiler tarafından.
11. GRUP: KARŞI CİNSE DUYULAN İLGİ ( Heterosexuality)
Karşı cinse daha çekici görünebilmek için.
Flört etmek, çünkü o bir sporcu.
12. GRUP: YILDIRMA - KONTROL
Koç senden dolayı kızgın.
Koç senin antrenmanlarını idare ediyor ve sana emirler veriyor.
13. GRUP: YARIŞMA KOŞULLARI - KALABALIKLAR
Şevkli bir seyirci topluluğundan önce yarışmak.
Gözde olmak.
Törenle ve pek çok sesle birlikte yarışmak.
14. GRUP: ÖZGÜRLÜK VE KENDİNE ÖZGÜLÜK
Kendi antrenman programına karar vermek.
Tek başına antrenman yapmak.
Antrenman programında antrenöre yardım etmek.
Birey olarak değerlendirilmek.
15. GRUP: AİLE
Takım arkadaşlarının ailesinin yerini alması.
Antrenörüne ve takım arkadaşlarına güvenmesi.
Antrenörü, takım arkadaşları ve rakipleriyle olan ilişkilerinin gelişmesi. «
16. GRUP: DUYGULARINI SERBEST BIRAKMA
Yarışmanın getirdiği dinginlik duygusu.
Duygularının ve hissettiklerinin ortaya çıkmasına izin vermek.
Canlanmış olma hissi.
17. GRUP: KİŞİSEL KONTROL ve FARKINDA OLMA
Yaşamında bir odak noktası kazanma.
Önemli ölçüde güven duygusu elde etme
Birey olarak kendisi hakkında iyi şeyler düşünme.
Özel olduğunu hissetme.
18. GRUP: KONUM - MEVKİ
Önemli görünme isteği.
Diğerlerinin ona hayranlık duyması.
Diğerlerinin ona duyduğu güven duygusu.
Önemli olma hissi.
19. GRUP: SEBEPLERİNİ ANLAMAK
Değişen antrenman programının sebebini bilmek.
Çeşitli yönlendirmeler için bunun nedenlerini açıklayan bir antrenöre sahip olma.
Değişen düzen alıştırmalarının nedenini bilmek.
(Gauron, 1984)
SONUÇ
Yapılan çalışmalar çocukların farklı nedenlerden dolayı spora katılım gösterdiğini ortaya koymaktadır. Spora katılım amaçları bireyler için çeşitlilik gösterir ve özeldir. Scanlan (1989), gençlik sporlarına katılımda öğrenmenin ve oyundan zevk almanın çok önemli bir rolü olduğunu ortaya koymuştur. Spora katılımla ilgili olarak rekreasyonel ve yarışma sporlarına ilişkin Bakker, VVhiting ve Van der Brug (1990), spora katılımla ilişkili motivleri içeren 11 çalışmayı tartışmışlardır. Bu 11 çalışmadan 7 tanesi içsel haz almanın spora katılımda en önemli motivasyon kaynağı olduğunu ortaya koymuştur. Bakker (1990) yaptığı çalışmasında, bireylerin neden spora katıldıklarına dair sorulara cevap aramış ve daha çok içsel nedenlerden dolayı katıldıklarını ortaya koymuştur (öğrenme, zevk alma). Cinsiyet ve yaş ile ilgili farklılıklar katılım motivlerini önemli oranda etkilemiştir. Ryan (1997) dışsal motivlerin genel olarak spora katılım için başlangıçta en önemli neden olduğunu, bununla birlikte içsel motivlerin ise sporu devam ettirmede oldukça önemli bir etki yarattığını ortaya koymuştur. Elde edilen sonuçlar rekabet ve oyundan alınan zevkin bağlılık ve devamlılığı etkilediğini, buna karşın bedenle ilişkili motivlerin spora bağlılığı önemli oranda etkilemediğini ortaya çıkarmıştır.
Scanlan, Stein ve Ravizza'ya (1989) göre ise 'eğlence' sporun içindeki en önemli motivasyonel faktör olarak yer almaktadır. Eğlence için katılım gösteren sporcular genellikle spora daha sıkı bir şekilde bağlıdırlar.Buna karşın bir şey kazanmak için katılım gösterenlerin (ideal vücut şekli veya olimpiyatlarda madalya kazanmak) bu dışsal ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra daha az bir biçimde katılıma devam ettiklerini ortaya koymuştur.
Özet olarak yapılan bu araştırmalar içsel motivlerin sporu devam ettirmede oldukça etkili olmasına karşın, dışsal motivlerin çok fazla etkili olmadığını ortaya çıkarmıştır
Sonuç olarak üzerinde önemle durulması gereken, her çocuğun farklı motivlerden etkilenerek spora katıldığı ve devam ettirdiğini göz önüne almaktır. Diğer önemli bir konu ise motivlerin yaş, cinsiyet, spor çeşidi ve tecrübe düzeyine göre farklılıklar gösterdiğidir. Motivlerin bilinmesi antrenörler, eğitmenler ve aileler için oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Antrenörler, beden eğitimi öğretmenleri ve aileler bu motivler sayesinde çocukların aktiviteye katılımlarını sağlayabilir ve devam ettirmelerini sağlayabilir. Sporun çocuklar üzerindeki olumlu etkileri göz önüne alındığında sağlıklı bir toplum yaratmak ve çağımızın en büyük hastalığı olan 'hareketsizliği' önlemek için spora katılım motivasyonu ile ilgili teorilerin açıklanmasına ve çalışmalara ihtiyaç vardır.
KAYNAKÇA
Biddle, S. J H , Mutrie, N. (1991). Psychology of Physical Activrty and exercise. Sringe-Verlang.
Eix, T. (2001). Intrinsic and Extrinsic Motivation in Sport: An Analysis of Gender Differences. Department of Psychology. Carleton University.
Flood, S. E., Hellstedt, J. C. (1991). Gender differences in motivation for intercollegiate athletic participation. Journal of Sport Behaviour, 14(3), 156-167.
Gould, D., Feltz, D., VVeiss, M. (1985). Motives for participating in competitive youth svvimming. International Journal of Sport Psychology, 16, 126140.
Klint, A. K., VVeiss, M. R. (1987). Perceived competence and motives for participating in youth sports: A test of Harter's competence motivation theory. Journal of Sport Psychology, 9, 55-65.
Raugh, D., VValI, R. (1987). Measuring sports participation motivation. International Journal of Sport Psychology, 18,112-119.
Ryckman, R. M., Hamel, J. (1993). Perceived physical ability differences in the sport participation motives of young athletes. International Journal of Sport Psychology, 24, 270-283.
Santrock, W. J. (1997). Lrfe-Span Development. The McGraw-Hill Companies, Inc.
Vallerand, R. J., Deci, E. L, Ryan, R. M. (1987). Intrinsic motivation in sport. Exercise
and Sport Science Revievv Vol 15 8389-425). New York. MacMillan. Vealey, R. S. (1988). Sport confidence and competitive orientation: An addendum on
scoring procedures and gender differences. Journal of Sport and Exercise
Psychology, 10, 471-478.
VVankel, L. M., Kreisel, P. S. J. (1985). lactors undcrlyıng onjoyment of youth sports.
Sport and age group comparisons. Journal of Sport Psychology, 7, 65-74. VVeinberg, R. S., Gould, D. (1995) Foundations of Sport And Exercise Psychology
Champaign: Human Kinetics Books. Weiss, M. R., Duncan, S. C. (19929. The relationship betvveen physical conıpetence and
peer acceptance in the context of children's sports participation. Journal of
Sport and Exercise Psychology, 14, 177 191 White, S., Duda, J. (1994). The relationship of gender, level of sport invovement and participation motivation to task and ego orientation. International Journal of Sport
Psychology, 25, 4-18. VVillis, J. D., Campell, E. (1992). Exercise Psychology. Champaign: hluman Kinetics
Books.